ATMOSFER NEDİR
AZOT DÖNGÜSÜ |
ATMOSFERİN KATMANLARI
Morötesi ışınlar |
COĞRAFYA
AZOT DÖNGÜSÜ |
Morötesi ışınlar |
Kayaç Döngüsü |
Bunlar yerkabuğu altındaki kayaçların yeryüzünde veya yeryüzüne yakın bir derinlikte soğumaları sonucu meydana gelirler. Volkanik kayaçlar yeryüzündeki tüm kayaçların aslında ana maddeleridir. Diğer kayaçlar bu kayaçların taşınıp birikmesi ile veya başkalaşmaları ile oluşurlar. Yani kayaç oluşum döngüsü içerisinde birinci sırada yer alırlar. Soğudukları derinliğe göre iç ve dış püskürük olmak üzere iki gruba ayrılırlar.
Granit Doğada pek çok çeşidi bulunan granit özellikle inşaat sektöründe yoğun olarak kullanılır. İçinde Feldspat- Mika ve Kuars mineralleri bulunan granit içinde yer alan bu minerallerin yoğunluklarına bağlı olarak farklı isimler alır. Yollarda dolgu malzemesi olarak tercih edilse de yıllık yağış miktarının yüksek olduğunu alanlarda içeriğinde bulunan feldspat suyla reaksiyona girerek kil mineraline dönüşür. Bu durum granitin kolay ayrışmasına (altere olmasına)ve arena dediğimiz kuma dönüşmesine neden olur. Nemli iklim bölgelerinde dolgu malzemesi olarak tercih edilmesi yol göçmeleri gibi çeşitli sorunlara neden olabilmektedir. DIŞ PÜSKÜRÜK KAYAÇLARBu kayaçlar magmanın yer yüzüne çıkıp hava ya da suyla temas dip soğumasıyla meydana gelirler. Hızlı soğudukları için kayacı oluşturan mineraller çoğu zaman belirgin bir kristal oluşturamazlar. Bazalt, andezit, trakit, sünger taşı, obsidien bu grupta yer alan kayaçlardır. Dış püskürük kayaçların özellikleri şunlardır:
Sünger taşı, lavın soğuması sırasında içerisinde bulunan gazların uçması nedeniyle gözenekli bir yapıya sahiptir. Banyo yaparken kullandığımız topuk taşı (ponza) bu şekilde oluşmuş doğal bir taştır. TORTUL KAYAÇLARTortul (Sedimanter) kayaçlar, herhangi bir kaya grubunun dış kuvvetlerce aşınıp, taşınıp, bir alanda birikmesiyle meydana gelirler. Bu birikimlere çökel ya da çökelti adı verilir. Daha sonraki süreçte bu çökeller bir tutucu madde ile (çimento maddesi) birbirlerine tutunur ve tortul kayaç dediğimiz kayaç grubu meydana gelir. Tortul kayaçlar içerisinde çoğunlukla fosil bulundurması nedeniyle gezegenimizin geçmişi hakkında bilgi edinmemizi kolaylaştırır. Tortul kayaçların gruplandırılması genellikle üç temele dayanır:
Tortul kayaçların gruplandırılması, kayaçların oluşum süreçlerini ve jeolojik geçmişte çevresel koşullarını anlamamız için önemlidir. Mineralojik ve yapısal özelliklerine göre
şeklinde üç gruba ayrılır. KİMYASAL TORTUL KAYAÇLARAkarsular tarafından karalar üzerinden aşındırılan materyaller (akarsuyun aşağı çığırında) akarsuyun denize veya göle döküldüğü ya da akış hızının azaldığı alandandan itibaren biriktirilmeye başlanır. Akarsu akış hızının yavaşladığı yerden uzaklaştıkça gittikçe daha küçük boyuttaki materyaller yavaş yavaş birikir. En son eriyik haldeki kalsiyum, tuz..vb materyaller derin su ortamlarına taşınır ve buralarda birikmeye başlar. Su ile reaksiyona girip eriyip taşınıp biriken bu materyaller; kimyasal tortul kayaç grubunu meydana getirir. Bu grup içerisinde Kalker, Jips, Halit (Kaya tuzu), Talk yer alır. Kimyasal tortul kayaçlar içerisinde en yaygın bulunanı kalkerdir (Kireçtaşı). Kalsiyum karbonat minerallerinden oluşur ve genellikle deniz veya göl ortamlarında yaşayan organizmaların kabuklarının veya iskeletlerini de içerir. Kalker, bir dizi belirgin özelliğiyle tanımlanır.
FİZİKSEL TORTUL KAYAÇLARFiziksel tortul kayaçlar, tortul çökeltinin birleşmesi, sıkışması ve çimentolanması gibi fiziksel süreçler sonucunda oluşan kayaçlardır. Tortul çökelti, su, rüzgar veya buz gibi dış kuvvetlerce tarafından taşınıp çeşitli ortamlarda biriktirilir. Zamanla, bu birikintiler çeşitli fiziksel süreçlerle kayaç haline dönüşür. Fiziksel tortul kayaçlar, çeşitli boyutlardaki tanelerin bir araya gelmesiyle oluşur. Bu taneler, tortul çökeltinin kaynağına ve taşıma sürecine bağlı olarak değişebilir. Örneğin, kum, kil, çakıl veya kireçtaşı taneleri içerebilirler. Tortul çökeltinin birikimi sırasında, taneler arasındaki boşluklar azalır ve çökelin yoğunlaşması gerçekleşir. Bu yoğunlaşma, tortul kayaçların sertlik, dayanıklılık ve dayanım özelliklerini etkiler. Fiziksel tortul kayaçlar, tortul çökeltinin kimyasal bileşimi üzerinde belirgin bir etkiye sahip olmayabilir. Özellikle, tortul çökeltinin mineralojik bileşimi değişmezken, tanelerin boyutu, şekli ve düzenliliği gibi fiziksel özellikler kayaçların tanımlanmasında önemli rol oynar.
ORGANİK TORTUL KAYAÇLAROrganik tortul kayaçlar, organik materyalin birikmesi ve çökelmesi sonucunda oluşan kayaçlardır. Bu organik materyal, genellikle bitki ve hayvan kalıntıları veya organik maddelerin birikmesiyle oluşur. Organik tortul kayaçlar, genellikle deniz ve göller gibi su ortamlarında oluşur.
METAMORFİK KAYAÇLARMetamorfik kayaçlar, diğer kayaç türlerinin (sedimanter, tortul veya magmatik) yüksek sıcaklık, yüksek basınç ve kimyasal reaksiyonlar altında fiziksel ve kimyasal değişime uğradığı kayaçlardır. Metamorfizma, jeolojik süreçler sonucunda kayaçların dönüşümünü sağlar. Metamorfik kayaçlar, çeşitli kaynak kayaçların (sedimanter, tortul veya magmatik) metamorfizma süreciyle dönüşüm geçirmesiyle oluşur. Yüksek sıcaklık, genellikle 200 - 850°C arasında değişir ve derin yer kabuğu bölgelerinde veya tektonik aktiviteyle ilişkili bölgelerde meydana gelir. Yüksek basınç, bu süreci destekler ve kayaçlar üzerinde etkili olur. Metamorfik kayaçlar, farklı derecelerde metamorfizmaya tabi tutulabilir ve bunun sonucunda çeşitli tiplere ayrılırlar. Bazaltik kayaçların metamorfizması sonucunda bazaltın dönüştüğü kayaçlara amfibolit, granitik kayaçların metamorfizması sonucunda ise granitin dönüştüğü kayaçlara gnays örnek olarak verilebilir. Metamorfik kayaçlar, genellikle farklı mineral bileşimleri, mineral büyüklükleri ve dokularıyla karakterizedir. Buna bağlı olarak, metamorfik kayaçlar arasında farklı renkler, çizgi desenleri, bantlar veya tabakalar görülebilir. Minerallerin dönüşümü ve kristal büyümesi, metamorfik kayaçların özelliklerini belirler. Metamorfik süreçten etkilenen bazı kayaçların dönüştüğü metomorfik kayaçlar şunlardır. 1. Şist: Genellikle ince tabakalar halinde görülür. Kil mineralleri, kuvars, mika ve feldispat içerebilir. Örneğin şist, kiltaşının metamorfizma geçirmesi sonucu oluşabilir. 2. Mermer: Kalker ve dolomit gibi tortul kayaçların sıcaklık ve basınç etkisi altında metamorfoza uğramasıyla oluşur. 3. Gnays: Granit gibi kayaçların metamorfoza uğramasıyla meydana gelir. 4. Serpantinit: Peridotit gibi ultra mafik kayaçların hidrotermal etkiler sonucunda metomorfoza uğramasıyla meydana gelir. 5. Skarn: Kontak metamorfizması (magmaya temas) sonucu meydana gelir. Kalsiyum, magnezyum, demir, alüminyum bulundurur. |
Dinamo eylemi, Dünya'nın manyetik alanının dış çekirdekteki sıvı demirin hareketiyle üretildiği süreçtir. Demirin hareketi, sırayla manyetik alanlar oluşturan elektrik akımları oluşturur. Bu manyetik alanlar daha sonra sıvı demirin hareketi ile etkileşime girerek dinamo olarak bilinen kendi kendini idame ettiren bir sistem oluşturur.
Dinamonun çalıştığı kesin süreç tam olarak anlaşılamamıştır, ancak termal konveksiyon ve Coriolis kuvvetinin bir kombinasyonu tarafından yönlendirildiği düşünülmektedir. Dış çekirdekteki sıvı haldeki demir alttan ısıtılıp üstten soğutulurken yüzer ve yüzeye çıkar. Dünyanın dönüşü, yükselen demirin dairesel bir hareketle hareket etmesine neden olan ve bu süreçte elektrik akımları ve manyetik alanlar oluşturan bir Coriolis kuvveti oluşturur.
Dinamonun Dünya'nın dış çekirdeğindeki hareketi, Dünya'nın uzaya uzanan ve Dünya'yı güneş rüzgarının zararlı etkilerinden koruyan manyetik alanın oluşumundan sorumludur. Bu koruyucu manyetik alan olmadan, Dünya'nın atmosferi kademeli olarak soyulacak ve gezegenimizdeki yaşamın hayatta kalmasını çok daha zor hale getirecektir.
Coriolis kuvveti, Dünya gibi dönen bir referans çerçevesinde hareket eden nesnelerin görünen sapmasını açıklayan fizikte temel bir kavramdır. Ekvatora yakın olanların kutuplara yakın olanlardan daha hızlı hareket etmesiyle, dönen bir nesnenin farklı parçalarının farklı hızlarda hareket etmesinden kaynaklanır.
Coriolis kuvveti, nesneler arasındaki herhangi bir fiziksel etkileşimden doğrudan kaynaklanmadığı için genellikle "hayali" veya "görünen" bir kuvvet olarak tanımlanır. Bunun yerine, dönen referans çerçevesi ile hareket eden nesne arasındaki göreli hareket nedeniyle ortaya çıkar.
Dünyanın dönüşü bağlamında, Coriolis kuvveti, hareketli nesnelerin Kuzey Yarımküre'de sağa ve Güney Yarımküre'de sola sapmasına neden olur. Bu sapma, Coriolis kuvvetinden güçlü bir şekilde etkilenen atmosfer ve okyanusların dolaşımı gibi büyük ölçekli hareketler için en belirgindir.
Coriolis kuvveti, meteoroloji, oşinografi ve denizcilik dahil olmak üzere bilim ve mühendisliğin birçok alanında önemlidir. Kasırgaların oluşumu ve galaksilerin dönüşü gibi birçok doğa olayında da kilit bir faktördür.
Coriolis kuvveti, Dünya gibi dönen bir referans çerçevesinde hareket eden nesnelerin görünen sapmasını açıklayan fizikte temel bir kavramdır. Ekvatora yakın olanların kutuplara yakın olanlardan daha hızlı hareket etmesiyle, dönen bir nesnenin farklı parçalarının farklı hızlarda hareket etmesinden kaynaklanır.
Coriolis kuvveti, nesneler arasındaki herhangi bir fiziksel etkileşimden doğrudan kaynaklanmadığı için genellikle "hayali" veya "görünen" bir kuvvet olarak tanımlanır. Bunun yerine, dönen referans çerçevesi ile hareket eden nesne arasındaki göreli hareket nedeniyle ortaya çıkar.
Dünyanın dönüşü bağlamında, Coriolis kuvveti, hareketli nesnelerin Kuzey Yarımküre'de sağa ve Güney Yarımküre'de sola sapmasına neden olur. Bu sapma, Coriolis kuvvetinden güçlü bir şekilde etkilenen atmosfer ve okyanusların dolaşımı gibi büyük ölçekli hareketler için en belirgindir.
Coriolis kuvveti, meteoroloji, oşinografi ve denizcilik dahil olmak üzere bilim ve mühendisliğin birçok alanında önemlidir. Kasırgaların oluşumu ve galaksilerin dönüşü gibi birçok doğa olayında da kilit bir faktördür.
Jeolojik zaman içerisinde kıta kayması |
Okyanus sırtı oluşumu |
Levha Çarpışmamsı |
İskandinav Yarım Adası ve Baltık Denizi |
Anadolu Yarım Adası ve çevre denizleri |
Transgresyon (Deniz ilerlemesi): Epirojenik hareketler sırasında levhaların manto içerisinde çökmesi veya yükselmesine bağlı olarak deniz suları kara üzerine doğru ilerlemeye başlar; buna transgresyon veya deniz ilerlemesi denir.
Örneğin 6 Şubat 2023 tarihinde 9 saat arayla meydana gelen 7 Mw üzerindeki depremler Hatay'ın İskenderun ve Samandağ ilçelerinde kıyıda çökme nedeniyle kıyı çizgisinin kara içine doğru ilerlemesine neden olmuştur.
Depremler dışında küresel ısınmanın da kıyı çizgileri üzerinde çok ciddi etkileri olacaktır.
Transgresyon ve Regresyon |
volkanizma |
Basaltik Volkanlar: Basaltik volkanlar, düşük viskoziteli (akışkan) magma ile beslenirler. Bu nedenle, lavların daha ince ve daha hızlı akması ile karakterizedirler. Basaltik volkanların patlamaları daha az şiddetlidir ve lavlar çoğunlukla yavaşça akar. Örnek olarak Kilauea (Hawaii) , Mauna Loa (Hawaii) ve Eyjafjallajökull (İzlanda) sayılabilir.
Ülkemizdki bazaltik volkanlar bulunmaktadır. Karacadağ (Güneydoğu Anadolu), ayrıca karadeniz kıyısında bulunan Amasra'da bazaltıik lav akıntıları vardır.
Kalk-alkali Volkanlar: Kalk-alkali volkanlar, bazaltik ve andezitik magmanın karışımından oluşur. Bu volkanlar, bazaltik volkanlardan daha viskoz ve andezitik volkanlardan daha az viskoz olan lavlarla karakterizedirler. Bu nedenle, lavlar genellikle daha yavaş akar. Örnek olarak Mount St. Helens (Washington- ABD) , Pinatubo (Filipinler) ve Popocatepetl ( Meksika) sayılabilir.
Bu sınıflandırmalar, volkanların özelliklerine ve davranışlarına göre yapılır. Ancak bazı volkanlar, özellikle karmaşık volkanik alanlarda, farklı tiplerin özelliklerini birleştirerek benzersiz özelliklere sahip olabilirler.
Yanardağ patlamaları, genellikle üç aşamadan oluşur:
Gözenekli yapının basıncının artması: Yanardağın içindeki magma, gaz ve diğer malzemeler gözenekli bir yapıya sahiptir. Bu yapı içinde biriken basınç, zamanla artar ve sonunda patlamaya yol açar.
Patlama: Basınç yeterince yükseldiğinde, magma, gaz ve diğer malzemelerin bir bölümü yanardağdan dışarı çıkar. Bu çıkış, yanardağın içindeki basıncı azaltır ve patlama gerçekleşir.
Lav ve kül püskürmesi: Yanardağ patladıktan sonra, içindeki magma, gaz ve diğer malzemeler, farklı şekillerde dışarı çıkabilir. Bazıları lav olarak akarken, diğerleri kül, kaya parçaları ve volkanik gazlar olarak atmosfere yayılabilir.
Yanardağ patlamaları, patlama şiddeti ve yanardağın özelliklerine göre değişebilir. Bazı patlamalar sadece küçük bir lav püskürmesiyle sonuçlanırken, diğerleri daha büyük lav akıntıları ve ciddi hasarlara neden olabilir.
Yanardağ patlamaları sırasında yapılması gerekenler şunlardır:
Güvenli bir bölgeye gitmek: Yanardağ patlaması sırasında, güvenli bir bölgeye gitmek en önemli şeydir. Patlama sırasında, yanardağdan akan lav, kül, gaz ve kaya parçaları hayatı tehdit edebilir. Bu nedenle, olası bir patlamadan önce güvenli bir bölge belirlemek önemlidir.
Hava kalitesini kontrol etmek: Yanardağ patlamaları, atmosfere gaz, kül ve diğer kirletici maddeleri salar. Bu nedenle, patlama sırasında hava kalitesini kontrol etmek önemlidir. Kirli hava solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilir.
Acil durum ekipmanlarını hazırlamak: Yanardağ patlamaları sırasında, acil durum ekipmanları kullanmak hayat kurtarıcı olabilir. Bu ekipmanlar arasında, solunum maskeleri, eldivenler, koruyucu gözlükler, su ve gıda stokları yer alır.
Resmi talimatları izlemek: Yanardağ patlaması sırasında, resmi talimatları izlemek önemlidir. Yetkililerin verdiği talimatları takip etmek, güvenliğinizi sağlamak için en iyi yoldur.
ATMOSFER NEDİR Yer yüzünü çepeçevre saran gaz tabakasına atmosfer denilir. Gezegenimizin atmosferi % 78 Azot (N2) - %21 Oksijen (O2) - %0.93...